Rika hattı Osmanlıcanın el ile yazılmasının karşılığı olup herkesin bilmesi gereken bir hattır. Bu makalemizde Rika hat okuma metinleri olarak kısa iki hikayeyi sizlerle paylaşıyoruz.
Rika hattında yazım hızını arttırmak için gözlü olan harfler kapanmış. Harflerin zülfeleri ve kavisleri azalmış, dişli olan harfler düz olarak yazılmış, iki ve üçlü noktalar birleşerek tek nokta haline gelmiştir. Hem yine yazı hızı arttırmak için bazı harflerin noktaları keşide yani kuyruk şeklinde yazılmıştır. Bu hattı öğrenmek için Rika Hattı Temel Dersleri için linkine tıklayarak kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Aşağıda Rika hat okuma metinleri olarak yazılmış kısa iki hikayeyi yazarak istifadenize sunuyoruz.
Osmanlıca Rika Metinler ve Türkçeleri
Hazreti Rabia bir gece vakti namazını kıldıktan sonra şu şekilde dua etmişti. “Ey Allah’ım şu vakitte birçok kimse uyudu. Onlar sevdiğine gitti. Ben ise sana geldim. Zira benim sevdiğim de sensin.” Sonra zikir çekmeye başlamış. İlerleyen saatlerde uyuya kalmıştı.
İşte o vakitlerde evine bir hırsız girdi. İçeriye giren hırsız bir sağına bir soluna baktı. “Bu evdeki eşyalar eski, burası fakir birisinin eviymiş” diyerek sızlandı. Bununla birlikte birkaç parça eşya almadan da bu evden çıkmam” dedi. Hemen torbasını açtı ve birkaç parça eşya doldurdu. Evden tam çıkacakken birde baktı eve girdiği kapı yerinde yok. İlginç bir şekilde az önce girdiği kapı yerinde yoktu. Evin her yeri duvar olmuştu.
Şaşırmıştı hemen aldıklarını yerlerine bıraktı. Çevresine baktı ve kapı yerinde duruyordu. Yanlış gördüm galiba diyerek tekrar torbasını eşyalarla doldurdu. Ama baktı ki yine kapı yerinde yoktu! Bu işlemi yine tekrarladı yine kapı yerinde yoktu. Hırsız sonunda bir ses işitti o ses şöyle diyordu. “Ey hırsız! Seven uyudu lakin sevilen ayakta.”
Abbasi devletinin bilinen halifelerinden olan Harun Reşid zamanında yaşayan Behlül Dana isminde bir evliya bulunuyordu. Bu zatın kendine has bir üslubu vardı. Behlül Dana hazretleri genellikle halifenin yanında bulunurdu. Halifeye yine kendi üslubu ile uyarılarda bulunurdu.
Bir zaman Behlül Dana hazretleri sanki çok uzaklardan gelmiş gibi üstü başı toz toprak içerisindeydi. Bu şekilde Halife Harun Reşidin huzuruna çıktı. Harun Reşid ona bu halde görünce sordu. “Ey Behlül senin bu halin nedir? Sen nerelerden geliyorsun?” Behlül ise ona cevap olarak “Ey halife cehennemden geliyorum.” dedi.
Peki senin cehennemde ne işin vardı ki? Behlül “Bana ateş gerekti. Ben de ateşi oradan almaya gittim.” Halife “Peki oradan ateşi getirebildin mi bari? Behlül “Efendim maalesef getiremedim. Oradayken cehennemin bekçileriyle görüştüm. Onlar “Burası senin bildiğin gibi değildir. Burada ateş bulunmaz. Herkes ateşini dünyadan kendisi getirir” dediler.
Rika hat okuma metinleri bu şekilde devam edecek inşallah. Sizlerden yorum yaparak destekleriniz bekleriz. Selametle kalınız.