Ramazan ayı rahmet ve mağfiret ayıdır. İnşallah Şaban ayının bitmesi ile birlikte rahmetin sağanak sağanak yağdığı Ramazan Ayına girmiş olacağız. Bu yazımızda Ramazan ayı dediğimizde aklımız gelen terimler hakkında da bilgi vereceğiz inşallah..
Ramazan ayı için şöyle denilir; yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur gibidir. Bu yağmur nasıl yeryüzünü temizleyip yıkıyorsa ramazan ayı da müminleri günah kirlerinden temizler.
Bu minvalde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle demiş: “Her kim faziletine inanarak ve karşılığını sadece Allah’tan (c.c.) bekleyerek ramazan orucunu tutarsa onun geçmiş geçmiş günahları afvolur” (Buhari, İman, 28)
Istılahta oruç “savm” demektir. Savm “nefsini alıkoymak, nefsine hâkim olmak” anlamına gelir. “Sabretmek” manasına da gelmektedir. Orucun fıkhi olarak manası ise “Fecrin doğuşundan, güneş batıncaya kadar insanın Allah rızası için nefsine hakim olması, orucu bozacak şeylerden uzak durmasıdır.”
Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan!
Kur’an-ı Kerim’de yüce rabbimiz şöyle buyuruyor (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu (hidayeti) göstermek ve hidayet ile furkandan (kurandan) (hak ile bâtılı ayıran) apaçık deliller olmak üzere, Kur’an onda (ramazanda) indirilmiştir. Öyle ise içinizden kim o aya ulaşırsa, artık onda oruç tutsun! (Bakara 185) buyurmaktadır.
Ramazan ayının diğer aylardan üstün oluşunun hikmeti hak ile batılı birbirinden ayıran Kuran-ı Kerim’in Hz. Muhammed’e bu ayda indirilmeye (inzal) başlanmış olması ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bu ayda olmasıdır.
Rahmet ayı demek feyz ve bereket ay demektir. Bedir zaferi, Mekke’nin fethi, ve tarih boyunca daha nice fetihler ramazan ayındadır. Onun için Ramazan ayı için ibadet, iyilik ve ihsan ayı olarak bakmak kadar, fetihler ve Nusret (yardım almak) ayı olarak görülmesi hiç de yanlış olmaz inşallah.
Ayetin ifadesi ile özrü olmayan herkesin oruç tutması farzdır. Bununla beraber aşağıda anlatıldığı üzere o kadar çok fazilet ve anlam var ki saymak ile bitmiyor. Madem tam bir rahmet ayına giriyoruz o zaman biz de hoş geldin Ya şehri Ramazan diyoruz…
Ramazan ayının fazileti
Ramazan öyle bir aydır ki, bu ayda şeytanlar zincire vurulur ve yaptığımız her ibadet normal vakitte hanemize bire on yazılırken bu ayda işlediğimiz her sevap katlanarak sevap hanemize yazılır. Öyle ki kadir gecesi 30.000 sevaba kadar çıkar.
Bir hadis-i kudsîde bu fazilet şöyle anlatılmış; Ademoğlunun her hayırlı ameline katlanarak mükafat verilir. Yaptığı iyiliklere 10 katından 700 katına kadar karşılık verilir. Lakin oruç ibadeti farklıdır.
Onun mükafatı bana aittir, onu ben takdir edip vereceğim. Zira oruçlu mümin şehvetini, arzularını ve yiyeceğini benim için terk eder.
Oruçlu birisinin oruç sebebiyle ağzında oluşan koku, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. (Buhari Savm 9/ 29)
Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet ediyor: “Oruç tutanların iftar vaktinde kabul olunacak bir duası vardır. Duasının karşılığı ya dünyada mükâfat olarak verilir veyahut ahirette ebedî bir surette kendisine ihsan edilir.” (Kenzü’l-Ummal, 3:328)
Ramazan Ayının Kazandırdıkları
Bu mübarek ay Müslümanlar Allah’ın emri ile nefisle mücadelesinde sabretmekte bir anlamda “irade eğitimi” yaparlar bu inananlara bir kişilik kazandırır ve “olgun bir mümin” olmanın yolunu açar.
Ramazan ve oruç kötü alışkanlıkları olanları bu halden kurtarabilir. Sair zamanda yapılan fena işler bu ayın bereketiyle tövbe edilmekte yapılmamaktadır.
Zira yakından da şahidiz ki, birçok insan ramazan ayını bir fırsat olarak değerlendirmekte ve bundan sonraki hayatını yeni bir düzene sokmaktadır.
İnsanoğlu ve nefis öyle ki sadece kendi menfaatini düşünen bazı zenginler açlık ve fakirlik sıkıntısını oruç olmasa bilmeyecekti. Dolayısıyla ihtiyaç sahibi kimselerin yardıma ve şefkate muhtaç olduklarını tam olarak idrak edemeyeceklerdi. İşte bu ay bu hali anlamaya vesile oluyor.
Nefiste iştihalarla ve şehvetle yaşama arzusu vardır, hür ve serbest ister ve öyle hareket eder. Hırsları vardır. Hele dünyada servet ve imkanı da varsa gaflete, sebeplere yönelmeye ve hakikiki nimet veren Allah olduğunu unutmaya götürebiliyor.
Oruç ile bir lokma yiyeceğe, bir yudum içeceğe bile muhtaç olduğunu asıl nimet sahibinin, güç ve kudret, sahibinin Allah olduğunun, rızkın sahibinin Allah olduğunun aciz ve zayıf olanın ise kendisinin oluğunu anlar.
Maalesef bir durum daha var ki o da şudur. Allah Rasulü bizi şöyle ikaz ediyor. “Ramazan ayına erişen ama bu ayı geçirip de mağfirete (afv olmaya) erişemeyen insana yazıklar olsun!” (Tirmizi) buyurarak bizleri hususen ikaz ediyor.
Kadir Gecesi
Bu gece Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmetine has bir gecedir. Anlatılmış ki geçmiş ümmetlerin ömrü Hz. Peygambere (s.a.v) gösterildi ve onların üç yüz, dört yüz yıl gibi uzun bir ömür sürdüklerini ve kendi ümmetinin ise az ömür yaşadığını görünce hüzünlendi. Bunun üzerine Allah (c.c.) ona ve ümmetine bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni verdi.
Kadir gecesi 1000 aydan yani yaklaşık olarak 83 yıl gibi hep ibadetle geçirilen bir insan ömründen tek başına daha hayırlıdır. Bu kazancı sadece bu geceyi yakalamak ile elde edebiliriz. Bu Allah’ın bizlere bir lütfu ve kerimidir.
Oruca nasıl niyet edilir?
Niyet ibadetlerin temel şarttır. İbadetlerimizde bu hususa dikkat etmek icap eder. Zaten orucu perhizden ayran da niyettir. Niyetin dil ile ifade edilmesi şart değildir. Lakin dil ile niyet etmek tercih edilir.
Ramazan orucunu tutacak olan biri niyet olarak “Allah’ım senin rızan için oruç tutmaya niyet ettim” demesi veya içinden söylemekle niyet etmiş olur. Gece sahura kalkmak dahi niyettir demişler. Ramazan orucu için niyet vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir.
Teravih ve Sahur
Teravih namazı sevabı çokça olan müstehab namazlardan birisidir. Teravih namazı için camileri tercih etmek daha evladır, daha güzeldir. Zira cemaatle kılınan namaz sevap 25 veya 27 kat yalnız kılmaktan daha fazladır.
Teravih Namazı var mıdır?
Teravihin namazı ile ilgili Hazreti Aişe validemiz (r. a) şöyle rivayet etmiş. “Bir Ramazan gecesinde Allah’ın Resulü (s.a.v) mescitte insanlarla birlikte namaz kıldılar.
Birlikte namaz kılanlar sabahleyin bu durumu başkalarına anlatınca 2. gece daha kalabalık, 3. Gece ondan daha kalabalık bir cemaatle namaz kılındı. Daha sonraki gecede mescide sığmayacak kadar insan toplandığını görünce Allah’ın Resulü mescide gitmedi.
Sabah olunca mescitte sabah namazını kıldırdı. Namaz hitamı cemaate dönüp şahadet getirdi ve sonra şöyle buyurdu: Yaptığınız şeyi (namaz kılmak için beni beklediğinizi) gördüm; bu namazın sizin üzerinize farz kılınıp da sonra yapamayacağınız korkusundan başka bir şey beni bundan alıkoymadı. (Buhari Teheccud, 57)
Bundan sonra teravih evlerde veya mescitte tek başına kılındı. Hz. Ömer (r.a.) zamanına kadar bu şekilde geldi. Hz. Ömer Müslümanlarda gördüğü dağınıklık üzerine Ubey Bin Kaab’ı çağırdı ve teravihin cemaatle (20 rekat) kılınmasını emretti.
İşte o zamandan beri ittifakla bu şekilde devam etmiştir. Bunula beraber birçok âlim, gücü yetmeyenler 8 rekât kılabileceğini beyan etmişler. Çünkü Efendimizin (s.a.v) kendisi 8 rekât kıldığına dair rivayetlerde vardır.
Sahur; oruç tutmak niyetiyle güneş doğmadan evvel kalkıp bir şeyler yemek veya içmektir. Sahura kalkmak sünnettir. Sahur kalmak aynı zamanda oruca niyetin de yerine geçer.
Sahurun önemiyle ilgili birçok hadis-i şerif vardır. “Bir yudum su dahi olsa sahura kalkınız zira sahurda bereket vardır.” “Bizim tuttuğumuz oruç ile kitap ehlinin orucu arasındaki fark sahurdur.” (Buhari, Müslim)
Mukabele Nedir?
Mübarek Ramazan ayı dediğimizde ilk akla gelen amellerden birisi Kur’an-ı Kerim okumak, dinlemektir. Kuranı karşılıklı okumaya ise mukabele denir.
Başka bir ifade ile Mukabele, bir kimsenin Kur’an’ı yüksek sesle okuması ve onu dinleyenlerin kendi kendilerine onu tekrar etmesidir. Mukabele yapmanın temeli Resûlullah (s.a.v.) Cebrail (a.s.) ile ramazan ayında karşılıklı kuran okumasından gelmektedir.
Fıtır Sadakası
Fıtır Sadakası bu ayda verilir. Temel ihtiyaçları haricinde belli bir miktar mala sahip olanların hem kendileri hem velayetleri altında bulunanlar için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali yönü olan bir ibadettir.
Büyük muhaddis Vakî’ Bin Cerrah derki; nasıl ki namazdaki eksiklikler sehiv secdesi ile telafi edilir. Oruçtaki eksiklikler de Fıtır Sadakası ile telafi edilir.
Fıtır Sadakası Şafi mezhebine göre Ramazan ayının başında Hanefilere göre ise Ramazan’dan önce de verilebilir. Fıtır Sadakası’nı bayrama yakın bir sırada vermek de tercih edilebilir.
Ramazan Ayı ve Zekat
Yüce Allah’ın zekât vermeyi farz kılmıştır. Bu ibadet için hususen Ramazan ayı tercih edilmektedir. Hatta öyle ki bazı insanlar henüz senesini dolmadığı halde sırf Ramazan geldi zekatını erkenden vermektedir. Zekatın özellikle bu aya denk getirilerek daha fazla sevabın elde edilmesi ümit edilmektedir.
Bu cihetle Ramazan’ın hemen arkasından gelen bayrama hazırlık olması için halk arasında zekatın bu ayda verilmesinin nedenleri arasındadır.
İtikaf İbadeti
İtikâf ittifakla nafile bir ibadettir. Ramazan’ın son 10 gününde ise müekked (kuvvetli) sünnettir. “Resûlullah (s.a.v.) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son 10 gününde itikâfa girerdi’ demiş Hazreti Aişe (r.a).
Kadir Gecesi için Ramazan’ın son 10 gününde itikâfa girmek müekked sünnettir. İtikâfa girmek için cami veya mescid olması şarttır. Şartları ayarlanabilirse kadınlar da itikafa girebilirler. İtikafın için belli bir süre yoktur. Zaruri bir ihtiyaç olmadan bu alandan çıkmamak gerekir. İtikâfta olan birini ziyaret caizdir. İtikâftaki kişi mubah şeylerle meşguliyeti ziyaretçilerle konuşması, onları uğurlaması caizdir.
Ramazan Ayı Nasıl İhya Edilmelidir?
Kur’an ayı olması ve sevapların kat ve kat olması nedeniyle bu mübarek günlerde Kur’an okumayı çokça arttıralım, günde en az bir cüz okuyarak bir ayda hatim hedefimiz olabilir.
Ramazan ayı kuran ayı ve ibadet ayı olmakla birlikte bir de ilim ayıdır. Dolayısıyla Kur’an’ın mealini, manasını da öğrenmek, hadis-i şeriflerini okumak ve siyer ile ilmi kitapları okumalıyız.
Ramazan ayı içerisinde hikmetle gizlenen ve 1000 daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni bütün Ramazan ayı içinde arayalım, her geceyi hususen son 10 geceyi Kadir Gecesi’ymiş gibi değerlendirelim.
Allah’ın (c.c.) dualara olan icabeti de çok daha fazladır. Öyleyse bu ayda hem kendimize ve hem ehli imana çokça dua etmeyi ihmal etmeyelim.
Ramazan ayında diğer ibadetlerin de sevabı çok daha fazladır. Bu bakımdan Ayetlerde ve hadis-i şeriflerde olan zikirlerden kendimize düzenli virdler edinmeliyiz.
Mutlaka zekât ve fıtır sadakalarımızı hakiki ihtiyaç sahiplerine verelim. Allah’ın (c.c.) bizler için ölümü ne zaman takdir edeceği belli değildir. Bu açıdan bu Ramazan’ı son Ramazan’mış gibi idrak edip ibadetlerimizi en güzel şekilde ifa etmeliyiz.
Rabbim Ramazan’ın feyzinden, rahmetinden, bereketinden en iyi şekilde yararlanan ve bu ayı en verimli şekilde ihya edebilen kullarından eylesin inşallah.
Osmanlıca isim ve isimlerinizin nasıl yazıldığını merak ediyorsanız işte cevabı linktedir.
Online Osmanlıca Kursu ister misiniz? Oldukça kolay bir şekilde anlatılan ve 8 derste öğrenebileceğiniz dersler linktedir.
Magnificent site. Lots of useful info here. I¦m sending it to several buddies ans additionally sharing in delicious. And naturally, thank you for your sweat!