Yavuz Sultan Selim, 1470 yılında Amasya’da doğdu, Babası İkinci Beyazıt olup annesi ise Gülbahar Hatun olmaktadır. Bu yazımızda kısaca hayatını anlatacağız.
Yavuz Sultan Selim Kanuni Sultan Süleyman’ın babasıdır ve 8 yıllık saltanatı süresince Osmanlı hazinelerini sonuna kadar doldurmuş ve toprakları 2 katına çıkarmıştır.
Az ama nerdeyse 20-30 yılda yapılabilecek işeri 8 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleştirmiştir. Memlük Sultanlığına son vererek, Osmanlı topraklarını Afrika kıtasına taşımayı da başaran bir hükümdar olmuştur.
Yavuz Sultan Selim’in sert tabiatlı olduğu ve uzun boylu siyah gözlü, azim ve irade sahibi olduğu söylenmektedir. Yavuz Sultan Selim, sakal bırakmayı sevmezdi, daha çok bıyık bırakırdı ve bıraktığı bıyık pala bıyığı idi.
Sert olduğu kadar son derece duygusal bir insan olduğu da söylenen Selim, kardeşinin ölümünden sonra günlerce ağlaması da duygusal olduğuna delil olarak söylenmektedir.
Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail
Şah İsmail;
Gel hele bre derviş, sen misin nam-u derviş?
Tebriz de üstad koymaz hepsini mat etmişsin.
Bu nasıl bir olaydır, velasıl bu nasıl iş,
Bana gelene kadar herkesi alt etmişsin.
Yavuz Sultan Selim Han;
Aman beyim, efendim ben garip bir dervişim,
Oyunda ustacayım ondandır mat etmişim.
Müsaade ederseniz sizinle de oynarım,
Satranç oynamak benim vakti ahvalim işim.
Şah İsmail
Gel hele oynayalım sana bir ders vereyim,
Bende, seni mat edip ve yerlere sereyim,
Ben ki Şah İsmail’im kim duracak karşımda,
Oyun nasul oynanur sana da öğreteyim.
Yavuz Sultan Selim Han;
Siz beni mat ettinuz rövanşuu isterim,
Bu ikinci oyunda başarılar dilerim.
Sizle dostluk nazar-u bir oyun içindey-um,
Eğer mat olu-usam size biat eder-um
Yavuz Sultan Selim İran şahı şah İsmail’i mat eder, Şah İsmail ilk kez mat edilmiştir, dayanamaz bu yenilgiyi gururuna yediremez Yavuz Sultan Selim’e bir tokat atar. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim daha önce yazılmamış bir şiir yazmıştır bu şiirin özelliği ise soldan sağa ve yukardan aşağıya aynı dizeler çıkıyor.
Sanma şâhım__/herkesi sen_____/sadıkâne____/yâr olur
herkesi sen___/dost mu sandın__/belki ol_____/ağyâr olur.
sadıkâne____/belki ol_________/âlemde bir__/dildâr olur
yâr olur_____/ağyâr olur______/dildâr olur__/serdar olur…
Yavuz Sultan Selim Tahta Çıkışı
Yavuz Sultan Selim, kendini bildi bileli devlet işlerine adamış ve halk ile iç içe yaşayan bir hükümdar olmuştur. Ancak yeniçerilerin bir kısmı Sultan Selim’i sert zorlu biri olduğu için sevmez bir kısmı ise sultan Selim’i çok severdi artık savaşmak isterlerdi.
Sultan Selim’i sevmeyen yeniçeriler babasının tahtta kalması için her şeyi yaparlardı. Çünkü yeniçerilerin bir kısmı, savaşmayı istemezlerdi ve Sultan Selim’in babası Beyazıd’ta genelde pek sefere çıkmazdı.
Çocukluğu dedesi olan Fatih Sultan Mehmet’in dizinin dibinde geçmiş olup asil bir çocuktu dedesi Fatih Sultan Mehmet’ten pek çok bilgi öğrenmiş dedesi Fatih Sultan Mehmet pek çok tecrübesini küçük Selim’e aktarmıştı.
Yavuz Sultan Selim’in öğretmenleri zamanın en iyi öğretmenleri idi. Sultan Selim, aynı zamanda bir şair idi, hatta o kadar kuvvetli bir şairdi ki şiirlerinin namı ülkesinin sınırını dahi geçmişti ve hala günümüzde sultan seliminin pek çok şiirini duymaya devam ediyoruz.
Şehzade Selim 1512 yılında, babasını zorla tahttan indirmiş ve yerine tahta geçmiştir. 9. Osmanlı padişahı olmuştur. Babası Acem tehlikesini görmemiş veya görmezden gelmişti, O yıllarda pek sefere çıkmayan ve epey yaşlanan Beyazid’in durumunu kullanarak bugünkü doğu Anadolu ve güneydoğu Anadolu bölgelerini ele geçirmek istiyorlardı.
Bunun üzerine bu tehlike için hiçbir adım atmayan babasını gördüğü için zorla tahttan indirdi ve yerine geçti. Toplam 8 yıl Sultanlık yapan Selim, Osmanlı ordusuna çok büyük zaferler kazandırıp pek çok yeri fethetmişti, doğu ağırlıklı fetihler yapmaya çalışan Selim, Afrika kıtasındaki Memlük Sultanlığına son vermiş ve Acemler ile girdiği pek çok savaşı kazanmıştır.
Tahta geçer geçmez memleketin Trabzon eyaletinde valilik yaptığı için memleketin doğu tarafında yaşayan insanlarının sorunlarını biliyordu ilk hedefi İran’a büyük bir darbe indirmekti.
Akkoyunluların katılımı ile çokça güçlenen Osmanlı Devleti, 1514’te yapılan Çaldıran Muharebesinde İranlıları yendi ve Şah İsmail kaçmak zorunda kaldı. Osmanlı ordusu bunun üzerine Tebriz’e kadar ilerledi. Ayrıca Ortadoğu’daki pek çok Musul ve Şam gibi illerin fethedilmesi de Osmanlı’nın gücüne güç kattı
Şam, Memlükler ve İran’a Yapılan Seferler
Yavuz Sultan Selim 2 Haziran 1516’da İstanbul’dan hareket ederek Malatya’yı fethedip güneye doğru ilerlemeye devam etmişlerdir. Sonrasında ise Mısır’da bulunan ordular kuzeye doğru çıkmış ve Osmanlı’ya saldırmak istemişlerdi.
Osmanlı ordusu ise 24 Ağustos 1516’da Mercibadık mücadelesine girmiş ve Kölemenleri ağır bir yenilgiye uğratmıştı. Şam’ı fethettikten sonra Sultan Selim, iki ay Şam ilinde kaldı. Tam dönme hazırlıkları yaparken, kölemenler rahat durmuyor ve gönderilen Osmanlı Elçilerini öldürüyorlardı.
Bunun üzerine Mısır’a doğru ilerleyen Osmanlı Ordusu Memlükleri yani Kölemenleri fethetti. Burada da hükümdarlığını devam ettirdikten sonra, Medine ve Mekke’nin de anahtarını alarak adeta ayak bastığı her yeri fethetmeye başlamıştı.
Bu tarihten sonra Halifelik makamını Osmanlılar aldı ve artık yeni ve ilk halife Yavuz Sultan Selim olmuştu kendisine okunan hutbede hatibin kendisinden “Hakimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn” diye yani Mekke ve Medine’nin hâkimi diyerek bahsedilmesi üzerine itiraz etti. Hatibin ifadesini, “Hadimu’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn” yani Mekke ve Medine’nin hizmetkarı olarak düzeltmesini istedi. Böyle mübarek bir zattı kendisi.
Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin Kabrini Bulunması
Yavuz Sultan Selim Şam’a girince, Muhyiddîn İbnü’l Arabî’nin bir kerameti zuhur etti. O sağlığında, “Sîn, Şın’a girince benim kabrim bulunacaktır” diye söylemişti. Yavuz Sultan Selim’in Şam’a girişi ile Muhyiddîn İbnü’l Arabî’nin kabri keşfedildi.
Geçilmez Denen Çöl ve Peygamber Efendimiz
2.500 kilometrelik mesafeyi, Sîna Çölü’nü geçmek gerekiyordu. Sultan Selim bu güç işi hiçbir zayiat vermeden, herhangi bir ikmal güçlüğü çekmeden on üç günde başardı. Tarihte adını askeri deha olarak yazdıran Napolyon bile, Yavuz’dan 300 yıl sonra bu işi başaramamış ve Fransız askerleri susuzluktan çıldırarak birbirlerini vurmuşlardı.
Birinci dünya savaşında, yeni teknolojinin verdiği imkânlarla bile bu çölün, ancak on bir günde geçilmiş olması düşünülürse, Yavuz’un yaptığı işin büyüklüğü bir kez daha anlaşılır. Bu çöl öyle bir çöl idi ki, sanki sabahı cehennem; gecesi ise, bir buz diyarı idi.
Gün içinde 50 derece ile eksi 25 arasında değişen bir iklime sahipti. Çöl aşılırken Yavuz Sultan Selim atından indi, yürümeye başladı. Tabi ki Sultan atından inince atı olan herkes atından indi sultan yürürken ata binmek olmazdı.
Askerler, paşalar ve devlet erkanı hayret ve dehşet içinde idi, “Atların bile kanının kaynadığı, zor yürüdüğü bu çölde Sultan, niye atından indi, yürümeye başladı?” diye fısıltılar başladı.
Paşalar ve devlet erkanı, Yavuz’un yakın arkadaşı Hasan Can’a bu durumun neden olduğunun sorulmasını istediler zaten bu soruyu Hasan can dışında başka kimse sormazdı Hasan Can, Yavuz Sultan Selim’e, bu halin neyin nesi olduğunu sorunca, Yavuz, “Hasan Can görmüyor musun, önümüzde Allah Resulü Fahr-i Kâinat Efendimiz yürüyor” dedi.
Yavuz Sultan Selim’in Vefatı
Kendisi ilk Osmanlı halifesi iken aynı zamanda 88. İslam halifesidir. Sultan Selim 1520’de yakalandığı Şirpençe hastalığından kurtulamadı ve çıbanlarla birlikte hayatını kaybetti. Sultan’ın naaşı kendi yaptırdığı Fatih ilçesindeki bir bahçeye defnedildi. Sultan Selim 1520’de öldükten sonra yerine oğlu Süleyman ve bizim bildiğimiz adı ile Kanuni Sultan Süleyman geçmiştir.
Fatih Sultan Mehmet hayatı kısaca okumak isterseniz ilgili makaleyi okuyabilirsiniz. Allah’a emanet olun. Vesselam.