Dini Hikayeler: İstanbul’da Evliya Var mıdır?

admin 394 Görüntüleme
5 Dk. Okuma süresi
İstanbul'da Evliya Var mı?

Dini Hikayeler veya dini kıssalar bizleri düşündür, ders verir ve tebessüm ettirler. Ondan mütevellit ders nazarıyla ibret nazarıyla bakarız onlara.

Dini hikayeler olarak bu yazımızda Padişah ile veziri arasında geçen “İstanbul’da evliya var mı?” isimli yazımızı paylaşıyoruz.

Dini Hikayeler

Padişah ve Vezir

Dini HikayelerBir vakit Padişah, vezirine sual eder; – İstanbul’da evliya var mı?
– Aman sultanım, İstanbul evliyaların merkezi olarak bilinir. Burada hiç evliya olmaz mı?
– Madem öyle bir kaç tanesini ziyaret etmek isterim.
– Sultanım der vezir kabul buyurursanız tebdil- i kıyafet ile yani kıyafet değiştirerek şehri gezelim.

Padişah ve Kumaşçı

Padişah ile Veziri köylü kıyafeti giyerek yola çıkarlar. İlk önce Mısır çarşısına uğrarlar. Orada bulunan bir kumaşçıya selam verip dükkanına girerler. Kumaşçı büyük bir edep ve hürmet ile selamı alır ve arkasından müşterilerine iltifatta bulunur der ki;

– Maşallah hoş safa geldiniz. Allah’ın (c.c.) ne güzel kulları vardır. Buyursunlar efendim der. Vezir, bize biraz kumaş lazım kumaş bakmaya geldik der. Kumaşçı ise hangi kumaşlardan almak istediklerini sorar.

Vezir rafta duran kumaşları göstererek şu top kumaştan şunlardan, bunlardan diyerek kumaşları indirtir. Hatta o kadar indirmiş ki neredeyse raflardaki kumaşların yarısından fazlasını indirtmiş.

Sonra da şu kumaştan yarım metre, şundan 1,5 metre, şundan 2 metre kes diyerek hemen hemen indirttiği bütün toplardan kumaş kestirmiş.

İlginizi Çekebilir:   Acele Karar vermeyin, Aceleci misiniz İşte Size Bir Hikaye

Kumaşçı Allah’a şükrederek “Allah’ın ne güzel kulları var” diyerek kestiği kumaşları paket yapmış. Kumaşların ücretlerini hesap ederek miktarı bir kağıda yazarak vezire uzatır.

Bu sefer vezir der ki “kusura bakma biz bu kumaşları almaktan vazgeçtik, zira kumaşları beğenmedik” der.

Bunu işiten kumaşçı büyük bir teslimiyet ve serinkanlılıkla “Hay hay neden olmasın efendim. Allah’ın ne güzel kulları var. Allahaısmarladık! diyerek müşterilerini uğurlar. Paketlenmiş olduğu kumaşları bir kenara bırakır.

Padişah ve Karpuzcu

Dini Hikayeler yazımıza konu olan Padişah ve vezir buradan çıkarak Beyazıt meydanına gelirler. Orada elinde değnekle “Karpuz, karpuz” diye bağıran celalli bir karpuz satıcısını görürler.

Sultanım şimdi bu karpuzcudan karpuz alacağız ama acelece almayın. Karpuzları yoklayın, birini alın diğerini yerine koyun. Kolay bir şekilde karpuz beğenemeyen bir kimse gibi  onu meşgul edin.

Padişah dediği gibi yapar. Bir karpuz alır diğerini bırakır, öbürünü ise sıkar, bir başka karpuzu kabuğuna vurarak hamlığını kontrol eder ancak bir türlü karpuz almaz. Karpuzcu ise bir taraftan müşterisini takip etmektedir.

Bakar ki elini vurmadığı ve sıkmadığı karpuz kalmamıştır. Sonunda elindeki değneği göstererek “Bana bak hele alacaksan al ve git. Karpuzlarımı yaralayıp durma! Beni de kumaşçı gibi bilme! Padişahlığına da hiç güvenme. Elimdeki şu sopa ile senin kafanı kırarım! der.

Padişah sus hele bizi sakın ortaya çıkarma! Der arkasından acelece bir karpuz alır ve parasını vererek hızlıca oradan ayrılır.

İlginizi Çekebilir:   Kıssadan Hisse Bir Hikaye

Vezir; “Şimdi Allah dostları bulunan başka yerlere gidelim” dedi.

Padişah; “Vezir bu kadar gördüğümüz yeter! Karpuzcusu ve kumaşçısı evliya olan bir yerde kim bilir daha neler vardır. Şimdi gidelim şu kumaşçının ücretini verelim, adamcağız zarara uğramasın.” der. 

Tekrar kumaşçının dükkanına giderek selam verirler. Kumaşçı ise aynı teslimiyet ve ağırbaşlılıkla selamlarını alır. “Buyurunuz efendim, Allah’ın ne güzel kulları var” der.

Vezir; “Biz düşündük karar verdik. Size kestirdiğimiz kumaşları alacağız diyerek parasını verdiler ve kumaşçı ile vedalaşırlar. Dükkandan ayrılırken kumaşçı ellerini kaldırmış “Allah’ım! Sana hamd ederim. Bugün 2 kere dükkanıma padişahı gönderdin. diye Allah’a şükreder.”

Padişah bu hali görünce şaşırır ve vezire; “Gördük bu iki zat da evliyadır ancak acaba hangisi üstün? diye sorar.

Velhasılkelam

Hazır cevap olan vezir şöyle der; “Sultanım, kimin kime üstün olduğunu bilemem; lakin sözden anlayan kişilere kumaşçı gibisi, sözden anlamayan kişilere de karpuzcu gibi birisi gerek.

İşte böyle dostlar Dini hikayeler böyle bizi gülümsetiyor ders veriyor. Marifet Dini hikayeler olduğunda bu dersleri görebilmekte olsa gerek.

Umarım bu Dini hikayeler olarak anlattığımız bu yazımızdan müstefid olmuşsunuzdur. Selametle kalınız. Selam ve dua ile.

Osmanlıca Mesajlar nasıl yazılıyor. İşte cevabı linktedir.

Osmanlıca Karikatür ister misiniz? Linke tıklayınız.

Somuncu Baba isimli Dini hikayeler kıssasını okumak isterseniz linke tıklayınız.

Bu makaleyi paylaş
1 İnceleme
  • vorbelutrioperbir says:

    Some really great content on this site, thanks for contribution. “A liar should have a good memory.” by Quintilian.

    Yanıtla

İnceleme bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir