Hz. Said Bin Zeyd İslam tarihinde saygı ve sevgiyle bilinen kahraman sahabilerden biridir. Onun cesareti, fedakarlığı ve imanı, biz Müslümanlara örnek olmaktadır.
Said bin Zeyd cennetle müjdelenmiş on sahabeden birisidir. İslam’ın yayılmasında önemli bir rol oynamış ve Müslüman topluluğunun gelişiminde etkili olmuş bir şahsiyettir. Peygamberimizin elçisi olarak çeşitli kabilelere ve devletlere İslam dininin mesajını iletmekle görevlendirilmiştir. Hem Hz. Peygamberden öğrenmiş olduğu ilimleri ve öğretileri güzelce çevresine aktarmıştır.
Said Bin Zeyd Kimdir?
Said bin Zeyd Mekke’de doğdu. Babası Zeyd bin Amr, Kureyş kabilesinin önemli ailelerinden birine mensuptu ve Kâbe’nin korunmasıyla görevliydi. Ebû Aver ve Ebû Sevir onun künyesi idi. Said bin Zeyd, babası gibi cesur ve saygın bir kişilik olarak yetişti. Annesi ise Fâtıma binti Ba’ce İbni Halef el-Huzariyyedir.
Mekke’nin batıl inançları içine sinmiyordu. Putlara hiç bir zaman tapmamıştı. Putların adına kesilmiş hayvanları bile yemiyordu. Kızların diri diri toprağa gömülmesine karşı çıkıyor öyle birini görse ailesine onu gömmeyin ihtiyaçlarını ben karşılarım diyordu. Onun bu hali aslında babasından geliyordu.
Zira babası hanif dini üzerine yaşıyordu. Yaptığı bir seyahat esnasında bir rahip ile karşılaştı. Rahip ona “Allah tabii olduğun kavminden son bir Peygamber daha gönderecektir. Onun gelmesi yaklaşmıştır. Buralarda durma git, belki de o gelmiştir.” dedi. Hemen dönmek için yola çıktıysa da yolda bedevilerin saldırısına uğramış ve orada ölmüştü. Ölmeden evvel dua etmiş ve duasında “Allah’ım oğlum Said’i ondan mahrum eyleme” demiştir.
İslam’ın mesajıyla ilk kez tanıştığı zamanlarda bu nedenlerden dolayı derinden etkilendi. Belkide babasının duasının etkisiyle Said bin Zeyd, İslam’ın erken döneminde Müslüman olanlardan olmuştur. Hz. Ömer’in (r.a) kız kardeşi olan Fatıma (r.a.) ile evlenmiştir. Hz. Said onunla birlikte Müslüman olmuş ve Hz. Ömer’i (r.a.) da İslam’a girmesine vesile olmuşlardır.
Said Bin Zeyd’in Hz. Ömer’in Müslüman Olmasındaki Rolü
Hz. Ömer daha müşriklerin arasındayken Hz. Peygamberi öldürmeye giderken yolda kız kardeşi ile eniştesinin de Müslümanlardan olduğunu öğrendi. Hiddetlenerek doğruca onlara gitti. Kapılarına geldiğinde o zamana kadar işitmediği lahuti bir ses duydu.
Kapı açılır açılmaz onlara hiddetlenerek “Nedir o okuduğunuz?!” dedi. Telaşlana Hz. Said “Bir şey yok, yalnızca yüksek sesle konuşuyorduk.” dedi. Ama Hz. Ömer konuyu anlamıştı. Hz. Said’i yakasından tuttu ve ona vurmaya başladı. Kocasına yardım etmek isteyen kız kardeşi Fâtıma’ya da bir tokat attı.
Bunun üzerine Hz. Fatıma imanını haykırarak “Ömer, Ömer! Elinden ne geliyorsa yap. Ben ve kocam artık Müslüman’danız. Allah’a ve O’nun Resûl’üne iman ettik ve dinimizden de dönecek olanlardan değiliz.” Kardeşinin bu cesurca hareketi karşısında insafa gelen Ömer okuduklarınızı getirin dedi.
Orada bulunan ve saklanan z. Habbab ortaya çıkarak ayetleri ona uzattı. Hz. Ömer hem okur hem yazardı. Allah’ın azameti ve kudretini ifade eden Taha Suresi’nin ilk ayetlerini okuyunca kalbinin yumuşadı ve daha sonra Peygamberimizin bulunduğu yere giderek Müslüman olmuştur.
Müslümanlar, Mekke’de baskılara maruz kalıyor ve zulme uğruyorlardı. Said bin Zeyd, Müslümanların yanında yer aldı ve İslam’ın yayılması için çalışmalara katıldı. Peygamberimiz, onun cesaretini ve sadakatini takdir etti ve ona önemli görevler verdi.
Peygamberimizden sonra hanımıyla birlikte Medine’ye ilk hicret eden sahabiler içindeydi. Hz. Peygamber onu Ensar’dan Hz. Ubeyy bin Kâ’b ile kardeş ilan etti. Bu mübarek sahabe Bedir Savaşı hariç bütün savaşlarda Peygamberimizin yanıbaşında savaştı.
Said bin Zeyd özellikleri
Bedir Savaşı başlamadan evvel Peygamberimiz onu ve Hz. Talha’yı keşif için göndermişti. Bu vazife için yola çıkmışlar ve Medine’ye döndüklerinde ise Bedir’in zaferle sonuçlandığını öğrendiler. Onlar savaşa katılamamakla üzüldülerse de, Peygamberimiz, onları savaşa katılmış gibi kabul etti ve ganimetten paylarını tam olarak verdi.
Savaşlarda gösterdiği cesaret ve liderlik vasıfları, diğer Müslümanlara ilham kaynağı oldu. Said bin Zeyd, İslam topluluğunun savunmasında önemli bir rol oynadı ve Müslümanların zaferlerinde büyük pay sahibi oldu.
Peygamberimize o kadar yakın olurdu ki bir pervane gibi hep etrafında olurdu. Sâid bin Cübeyr (r.a.) bu durumu şöyle ifade anlatır. “Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyir, Sa’d, Abdurrahman bin Avf ve Said bin Zeyd savaş zamanında Hz. Peygamberin önünde çarpışırlar, namazda ise arkasında bulunurlardı.
Halifeler Döneminde Hz. Said B. Zeyd
Hz. Peygamberin vefatından sonra da Hz. Said önemli hizmetlerde bulunmuştur. Halife seçimlerinde büyük gayretler gösterdi. İhtilaf çıkmaması için çok fazla çalıştı. Adalet kahramanı Hz. Ömer’i mezarına kendi eliyle indirirken ağlıyordu. Ona “Neden ağlıyorsun, ey Eba Aver?” diye soran bir zata davası için ağladığını söyleyerek “İslam dini için ağlıyorum! Hz. Ömer’in (r.a.) şehadeti, İslam’da açılan bir gediktir. Bu gedik kıyamete kadar da kapanmayacaktır.” demişti.
Hz. Ömer zamanında yapılan Yermük Zaferi’nde ve Şam’ın Fethi’nde Hz. Said’in büyük emekleri vardır. Bizans ordusuyla Yermük Vadisi’nde yapılan savaşta Hz. Said bir birliğin kumandanıydı. Bu savaşta düşman ordusu üstün gelecek gibiydi. Mevkilerini koruyarak sebat edenler arasında Hz. Said de vardı.
Askerlerine samimiyet ve heyecanla “Ciddi olmak ve atılganlık bu dünyada insana şeref ahirette rahmet kazandırır. Bizler ikisini de kazanmaya çalışalım!” dedi. Bu sözlerle galeyana gelen askerler canla başla çarpışmaya başladılar. Hz. Said bin Zyaed’in Bizans kumandanını öldürmesiyle düşman birlikleri paniğe kapıldılar. Bundan istifade eden Hz. Said, merkeze hücum ederek galibiyeti getirdiler.
Şam’ın Fetih olunduktan sonra ordunun kumandanı olan Hz. Ebu Ubeyde, Şam valiliğini Hz. Said’e teklif etmişti. O ise hizmet etmeyi ve cihat etmeyi makama tercih ederek “Ey Ebu Ubeyde, Allah yolunda cihat etmek istiyorum. Valiliği münasip olan başka bir kardeşime ver.” demiştir.
Bu mübarek sahabe uzun yıllar fetih ordusunda hizmet etti. Irak ve Suriye civarının İslam beldesi olmasında büyük hizmetleri olmuştur. Fetihlerden sonra bu bölgeleri adım adım gezdi. Oralara ilim ve irfan götürdü. Hz. Osman ve Hz. Ali aleyhinde çıkan dedikoduları önlemek için gayret etti.
Said Bin Zeyd Cebbetle Müjdelendi
Bir vakit Kufe’ye geldi. O zamanın valisi Mugire bin Şube idi. Camiye gitti Mugire’de orda idi. Vali hemen bu büyük sahabeyi hürmetle karşıladı ve yanına oturttu. Ondan sonra içeri bir adam girerek çirkin bir şeyler söylemeye başladı.
Şaşıran Hz. Said, valiye “Bu adam kimin aleyhinde söylüyor?” deyince, Mugire “Hz. Ali’nin.” dedi. Bunu işiten Hz. Said çok üzüldü. Valiye çıkışarak “Ey Mugire, Mugire! Allah Resulünün (a.s.m.) ashabına burada hakaret ediliyor ve kötüleniyor sen de engel olmayıp susuyorsun?!” dedikten sonra şunları söyledi.
“Ben sizlere Hz. Peygamberden şu kulaklarımla duyduğum ve kalbimle anladığım bir sözü nakledeyim. O (a.sm) şöyle buyurdu: Ebu Bekir cennette, Ömer cennette, Osman cennette, Ali cennette, Talha cennette, Zübeyr cennette, Sa’d bin Ebi Vakkas cennette, Abdurrahman İbnu Avf cennette, Ebu Ubeyde İbnu’l-Cerrah cennettedir’ Bunların onuncusunu da da söylemek gerekseydi, onu da sayardım.” dedi.
Bir sonraki gün halk Hz. Said’in etrafını sardı ve yemin verdiler. İsmini vermediği kişi kimdir dediler. Israrlı bie şekilde öğrenmek istediler. Hz. Said onların ısrarlarına dayanamadı ve “Madem ki Allah için yemin veriyorsunuz, o zaman söyleyeyim o kişi benim!”
Daha sonra onlara mealen “Bir kişi Hz. Peygamberle beraber yaşayıp cihatta yüzü tozlansa, sizden herhangi birisi Hz. Nuh (a.s.) kadar yaşasa bile, bu zaman içerisindeki yaptığı güzel amellerinin hepsinden onunki daha hayırlıdır.” dedi.
Hz. Said bin Zeyd ömrünün son dönemlerini Medine’nin Akik mevkiinde geçiriyordu. Orada ziraat işleri ile meşgul oluyordu. Hem örnek yaşayışı hem sünnet-i seniyyeye sıkı sıkı bağlanışıyla müminlerce hürmet ve rahmetle anılan Hz. Said, Hicret’in 51. yılında 80 yaşındayken vefat etti. Naaşını Hz. Sa’d bin Ebi Vakkas yıkamış ve cenaze namazını ise Hz. Abdullah bin Ömer kıldırmıştır. Allah ondan razı olsun! Vesselam.
Tuşlarına kaleminize çok sağlık sayın hocam!!