Hazreti Ömer Kısaca Kimdir?

admin 357 Görüntüleme
11 Dk. Okuma süresi

Hazreti Ömer adaleti ile nam salmış daha hayattayken cennet ile müjdelenmiş 10 sahabeden birisidir. Kureyş kabilesinin Benü Adiyy kolundandandır. Atası olan Ka’b İbn-i Lüeyde de Peygamber Efendimizin nesepleri birleşmektedir.

Hazreti Ömer yaş olarak Peygamber Efendimizden on yaş küçüktür. Peygamber Efendimiz Müşrikler arasında olan gücü kuvveti yerinde olan ve insanlar içinde itibarı olan iki Ömer’den birisinin Müslüman olmasını temenni ediyordu.

Bunun için yüce Allah’a “Allah’ım İslam dinini Ömer bin Hişam yada Ömer bin Hattap ile kuvvetlendirir” diyerek dua etti. Duada geçen iki Ömer’den biri Ömer Bin Hişam yani Ebu Cehil diğeri ise Ömer Bin Hattab yani Hazreti Ömer idi.

Hazreti Ömer fıkıh konusunda çok hassas idi. Hukuk alanında karşılaştığı birçok soruna çözümler bulmuş ve uyguladığı yöntemler ile bir kaynak olmuştur.

Hz. Ömer Hadislerin rivayeti hususunda da oldukça titiz davranmıştır. Eğer hadis rivayet edecekse sahabelerden şahit istemiştir. Hatta onları sorgulamış ve hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde 539 hadisi kendisi rivayet etmiştir.

Hazreti Ömer’in Müslüman Oluşu

Hz. Ömer Kureyş halkı arasında cesareti ile şöhret bulmuştu. Ne derse yapar ve onu yapmasına kimse engel olamazdı. Bir vakit kılıcını kuşanıp Rasulullah’ı (sav)öldürmek için yola çıktı. Bütün hiddetiyle ve şiddetiyle ilerlerken daha yeni Müslüman olmuş Nuaym’a rast geldi.

Nuaym ona “Ya Ömer bu halde nereye gidiyorsun.” dedi Ömer Bin Hattap “Kureyş’te yeni bir din icat ederek, aramıza ayrılık düşüren Muhammed’in vücudunu ortadan kaldıracağım” dedi.

Nuaym ise ona “Ya Ömer senin kız kardeşin ile enişten de onun dinine girmiş. Haberin var mı? Önce onları o dinden döndür” dedi. Hz Ömer’in öfkesi daha da şiddetlendi. Bir hiddetle yolunun değiştirerek kız kardeşi ve eniştesinin oturdukları eve doğru gitti.

Hızlıca eve gelmiş ve kapıya şiddetle vurmuştu. O sırada içerden eniştesinin güzel bir sesle Kur’an okuduğunu duydu. Kapı açılınca içeri hızla girdi. Eniştesi ve kız kardeşi ise hemen bir gayretle Kur’an sayfasını sakladılar.

Hazreti Ömer onlara “Getirin bakayım ne okuyordunuz” dedi. Yok bir şey dediler. Ancak Ömer hiddetle “Demek ki işittiğim doğruymuş. Siz de ona tabi olmuşsunuz” dedi.

Hızlıca eniştesinin yakasından tuttu ve onu yere yapıştırıverdi. Kocasının onun elinden almak isteyen kız kardeşi Fatıma’ya da indirdiği bir darbeyle kanlar içinde bıraktı. Bu acıklı hali gören Hz Ömer’in öfkesinin dindirdi.

Ve bir duanın kabulü

Daha sakin bir şekilde tamam şimdi getirin bakalım okuduğunuzu dedi. Daha sonra eniştesi ona Taha Suresi’ni başından okumaya başladı. O ayetleri okundukça Hz Ömer’in kalbi yumuşuyordu. Adeta Kur’an kalbine ılık ılık akıyordu. Daha fazla dayanamadı ve dedi ki “Bu ne tatlı bir kelamdır.”

Onlara Rasulullah’ın (sav) nerede olduğunu sordu. Sonra doğruca Darül Erkam’ın evinin doğru gitti. O sırada Peygamber Efendimiz (sav) ashabıyla sohbet ediyordu. Hz Hamza Ömer’in gelişini gördü haber etti. Sahabeler endişeye düştü.

Kapıda Ömer görününce Resul-i Ekrem Efendimiz “Bırakınız Ömer gelsin” buyurdu. Hz. Ömer peygamber efendimizin (sav) huzuruna geldi ve ona Müslüman olduğunu beyan etti. Orada bulunan herkes sevindi. Sonra tekbir sesleriyle bağırmaya başladılar.

İlginizi Çekebilir:   Öldükten Sonra Bile Sevap Kazandıran Ameller

Allah resulü daha bir gün önce iki Ömer’den birinin Müslüman olması için yaptığı dua kabul olmuştu. Hz Ömer Müslümandı o 40. Müslümandı. Öyle ki o kahramanlığı ve cesareti ile İslam davasında çok önemli bir yere sahip olacaktı.

Yeni Müslüman olan Hazreti Ömer onlara “Ne duruyoruz ki gidip Kabe’de açıkça ibadetimizi yapalım.” dedi. Hz. Peygamberin (sav) sağ tarafında Hz Ömer sol tarafında Hz Hamza olduğu halde gören Müşrikler hem korktular hem şaşırdılar.

İlk kez Müslümanlar Kabe’de açıkça namaz kılıyorlardı. Öyle ki Hz Ömer’in Müslüman olması yalnız müminleri değil, Gökteki melekleri dahi sevindirmişti. Az sonra Cebrail (a.s.) gelerek peygamberimize (sav) “gök ehli Ömer’in Müslüman oluşunu birbirine müjde ediyorlar” dedi.

Hazreti Ömer’in Halifeliği

Hz Ebubekir vefat ettikten sonra halife seçimle Hz Ömer olmuştu. İkinci İslam halifesi olan Hz Ömer sert bir mizaca sahipti.  Aynı zamanda çok mütevazi biriydi.

Halife seçildikten minbere çıkan Hazreti Ömer şunları söyledi. “Yüce Allah (c.c) beni işlerinize vekil eyledi. Sizlere faideli olacağını ümit ederim. Allah’tan bana yardım eylemesini ve haklarımızı muhafazada bana ilhamda bulunması için dua ediyorum. Zira ben zayıf bir kulum. Bana yalnız Allah’ın yardımı kuvvet verebilir.

Halifelik görevini almış olmam inşallah ahlakımda hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Yücelik yalnız yüce Allah’a mahsustur. Kullarının büyüklenmeye hakkı olamaz. Sizler Ömer halife olunca değişti demeyiniz.

Ben Hak olanı kendi nefsinden evvel düşünürüm. Hakkı daima baş üstüne alırım. Yaptığım işleri size izah ederim. Şayet haksızlığa uğrayan, zulme uğrayan birisi olursa bana haber etsin. Ben de sizler gibi bir insanım. Siz söylemezseniz ben bunları bilemem.

Bu sözleri söyledikten sonra şöyle dua etti. “Ey Allah’ım ben sert ve şiddetliyim. Sen bana yumuşaklık ihsan eyleyesin. Ben güçsüz biriyim sen bana kuvvet ihsan et. Rabbim idaresini üzerime aldığım bu ümmeti hak yola İrşat için bana güç ve kuvvet ihsan et.” Hz Ömer halifeliği döneminde de adaletle hükmetti. Adaletiyle meşhur oldu. Onun halifeliği zamanında Arap Yarımadası İslam hükmü altına girdi.

Hazreti Ömer Zamanındaki Gelişmeler

Müslüman orduları İran ordusunu yenilgiye uğrattı. Bizans üzerine seferler başlattı. Ermenistan bölgesini ve Suriye’yi fethetti. Kudüs şehrini kuşattı. İran topraklarını İslam’a dahil eyledi. Fetihler ile ele geçirilen ganimetlerde büyük bir artışlar oldu.

Hazreti Ömer Medine’de merkezi bir idare kurdu. Fethedilen yerleri ise emir denilen valiler ile yönetti. Valileri göreve gitmeden mal varlıklarını kaydeder, görev zamanında olağan dışı artış olursa araştırırdı. Bazen valileri huzuruna çağırıp halkın durumunu sorgulardı. Bazen de teftiş maksadıyla tanınmayan kimseleri vilayetlere gönderirdi.

Hz. Ali’nin teklif etmesi üzerine 637 tarihi nisan ayında hicri takvimin kullanılması kararlaştırdı. Muharrem ayı hicri takvimin ilk ayı olarak kabul edilmiştir.

Mahkemeler kurularak başlarına kadılar yollanmıştır. İlk düzenli İslam ordusu kurulmuş ve fetihlerin hızlanması için sınırlara ordugâh şehirler kurulmuştur. Askeri posta teşkilatı kurulmuştur. Vergi sistemli bir hale getirilmiştir. Devlet hazinesi “Beyt’ül Mal” ismiyle sistemli hale geldi.

Fethedilen yerlerde İslam dininin bir barış dini olduğu gösterilmiş, kim olursa olsun herkese adil davranılmış, kimdeye zulmedilmemiştir. Böyelece bunu görenler İslam dinine giriyorlardı.  Uzun zamandır Bizans ve İran zulümleri altında ezilen insanlar adeta akın akın İslam’a dahil oluyorlardı.

İlginizi Çekebilir:   Peygamberimizin Ticaret Ahlakı

Halife Hz. Ömer mevki, rütbe, soyluluk gibi şeylere takılmaz hiçbir ayrım gözetmeden haklının hakkını verirdi. Onun için köle ile Efendi arasında bir fark yoktu. En önemli ve meşhur sözü “Gece yatarken kendinize sorun. Bugün Allah için ne yaptınız.” sözüdür.

Hazreti Ömer Zamanında Yapılan Savaşlar

Köprü Savaşı 634 tarihinde Sasanilerle yapıldı. Bu savaşta her ne kadar mağlup olunsa da sasaniler iç karışıklıklar nedeniyle geri çekilmişlerdir. Müslümanlar dicle nehrine kadar geldiler.

Kadisiye Savaşı 636 tarihinde Sasanilerle yapıldı. Müslümanlar Sa’d bin Ebi komutasında kazandılar. Müslümanlar 34.000 Sasaniler ise 120.000 kişi idi. Bu savaş ile İran’ın feth edilmesinin kapıları açılmıştır.

Celula Savaşı Tekrar Sasanilerle 637 tarihinde yapıldı. Müslümanların ilerlemesini durdurmak için yapılan savaşı Müslümanlar kazandı.

Nihavent Savaşı Sasaniler 150.000 kişilik bir ordu toplayarak Müslümanları durdurmak istediler. Müslümanlar sadece 30.000 kişi idi.  Ama bu savaşı Müslümanlar yendi. İran tamamen fetih edilmiştir. Sasani imparatorluğu sona ermiş ve Türklerle komşu olunmuştur.

Yine Mısır’ın ekonomik zenginliği ve Bizans’tan gelecek tehlikelere açık olması üzerine Mısıra sefer düzenlemiş ve yapılan savaşla Mısır fethedilmiştir.

Hazreti Ömer’in vefatı

Hazreti Ömer müminlerin halifesi idi. O Allah Resulü’nün çok iltifatlarına da mazhar olmuş büyük bir sahabe idi. Hz. Peygamber “Hak ile batılı birbirinden ayrıştıran” manasına gelen “Faruk” adını bizatihi vermişti.

Hz. Peygamber (sav) “Benden sonra şayet bir peygamber gelecek olsaydı o Ömer olurdu” (Tirmizi) demişti. Yine onu yeryüzündeki iki vezirinden biri olarak söylemişti. Diğeri ise Hz. Ebu Bekir (r.a.) efendimizdi. Öyle ki o hayattta iken cennetle müjdelenen birisiydi.

Hazreti Ömer kim tarafından şehit edilmiştir?

Hazreti Ömer her daim şöyle dua ederdi. “Allah’ım senin yolunda ve Peygamberinin beldesinde ölmeyi istiyorum.” Sonunda duaları kabul olmuştu.

Hicretin 23. yılı idi. Bir sabah namazı sırasında Ebu Lü’lü firuz isminde bir köle tarafından şehit edilmiştir. Namaz esnasında saldırıya uğrayan Hz. Ömer uzanmış yerde yatıyordu. Herkes başucundaydı ve hıçkırıklar boğazlarda düğümlenmiş kalakalmışlardı. Hz. Ömer onlara “Ağlamayın! Kim ağlar ise yanımdan ayrılsın. Sizler Hz. Peygamberin “Yakınlarının ağlamasıyla ölü eziyet çeker’ dediğini duymadınız mı?

Hazreti Ömer’in yanı başında duran Hz. Abbas’a “Bir bakın beni bıçaklayan kimdir.” dedi. Hazreti Ömer kendisini bıçak atan kişinin Muğire b. Şu’be’nin kölesi Firuz’un olduğunu öğrenince “Allah’a hamd olsun ki beni bir Müslüman eliyle öldürtmedi” dedi.

Hz. Ömer eskiden beri bir düşüncesi vardı. Oğlu Abdullah’ı çağırdı ve dedi ki “Git, Aişe’ye benden selam söyle. Ama sakın, Emiru’l-mü’minin’in selamı var, deme. Zira ben şu anda mü’minlerin emiri değilim. Hz. Aişe’ye de ki “Ömer senden, acaba iki arkadaşıyla beraber yatmasına müsaade eder mi” diye senden izin istiyor. Oğlu hızlıca Hz. Aişe validemizin evine vardı. Onu bir köşede oturmuş ağlıyor olarak gördü.

Ona Babasının isteğini iletince “Vallahi orayı ben kendim için düşünmüştüm. Ama bugün Ömer’i nefsime tercih ederim” dedi.  Sonrasında Hz. Abdullah (r.a.) bu müjdeli haberle dönüp babasına haber edince Hz. Ömer birden rahatladı ve şöyle dedi. “Vallahi işte benim derdim buydu.”

Allah hem ondan hem mübarek sahabelerden binlerce kez razı olsun ve bizleri onların izinden gitmeyi nasip etsin. Binlerle Amin.

Bu makaleyi paylaş
2 İnceleme
  • zoritoler imol says:

    Hi there this is kinda of off topic but I was wondering if blogs use WYSIWYG editors or if you have to manually code with HTML. I’m starting a blog soon but have no coding skills so I wanted to get advice from someone with experience. Any help would be enormously appreciated!

    Yanıtla
    • admin says:

      kodlama ben de bilmiyorum hazır tasarımlar kullanıyorum

      Yanıtla

İnceleme bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir