Abdurrahman Bin Avf Kısaca Hayatı

admin 253 Görüntüleme
6 Dk. Okuma süresi

Abdurrahman Bin Avf cennetle Allah’ın rızası ve onun yolunda her şeyi feda eden ve cennetle müjdelenen on sahabeden biridir.

Hz. Peygambere ilk iman edenlerden birisi de Abdurrahman bin Avf’dır. Onun Müslümanlığı seçmesine Hz. Ebubekir vesile olmuştur. Hz. Peygamberi (sav) kabre indiren dört kişiden birisi olmuştur. Bizans’a karşı yapılan Tebük Seferi sırasında imamlık ettiği bir namaza Peygamberimiz (sav) de iştirak etmiştir. Böylece Hz. Ebu Bekir gibi o da Peygamberimize (sav) imamlık yapmıştır.

Abdurrahman Bin Avf Kimdir?

Musab Bin Umeyr kimdir

Cahiliye zamanında adı Abdüamr veya Abdülkâ’be iken Müslümanlığı seçtikten sonra Peygamberimiz (sav) onun adını Abdurrahman olarak değiştirilmiştir.

Daha genç yaşlarda iken ticaretle uğraşan bu sahabe cahiliye devrinde bile içki içmeyen ve güzel ahlaka sahip biri olarak biliniyordu. İlk Müslümandan olan sekiz kişiden birisi olan Abdurrahman bin afv müşriklerinin baskı ve zulümlerinden önce Habeşistan’a daha sonra Medine’ye hicret etmiştir.

Çok iyi bir tüccar olup malını Allah yolunda harcayan birisiydi. Bir tüccarda olması gereken doğruluk, ehliyet, kabiliyet ve cömertlik sıfatlarına sahipti. Medine’ye hicret ederken bütün mal varlığını Mekke’de bırakıp gelen muhacirlerden olmuştur.

Medine’ye hicret yaptıktan sonra Peygamberimiz onu Said bin Rebi (r.a.) ile kardeş ilan etti. Hz. Said (r.a.) zengin sahabelerden biriydi. Hemen Abdurrahman bin Avf (r.a.) ile servetini paylaşmak arzu etti. Ama Abdurrahman (r.a.) “Kardeşim! Allah malına, mülküne ve çoluk çocuğuna bereket ihsan etsin. Sen bana çarşının yolunu göstersen, ben alış-veriş ile meşgul olurum, kendi ihtiyacımı karşılarım” dedi.

Abdurrahman bin Avf ticareti

Peygamberimiz Abdurrahman’ın (r.a.) bu sözlerini duyunca çok memnun oldu. Ona hayır duada bulundu. O dua bereketine kısa bir zaman sonra zengin oldu. Abdurrahman bin Avf (r.a.) bu durumu şöyle özetliyor. “Neye elimi uzatsan bereket vardı. Taşa elimi uzatsam o taşın altında ya altın veya gümüşe rastlardım.” 

İlginizi Çekebilir:   Yatsı Namazı Nasıl Kılınır? Yatsı Namazı Kaç Rekatır?

Abdurrahman bin Avf Zenginliği

Medine’ye geldikten kısa süre sonra yeniden ticari hayata atılmış ve malı bereketlenmiş ve kısa sürede çok zengin olmuştur. Bu zenginliğin nedenini soranlara şöyle demiştir. “Ben öncelikle Hz. Peygamberi memnun edip, O’nun dilinden malımın bereketlenmesi için dua aldım. Sonra Allah’ı ticaretimin ortağı kıldım. Yani ne kazanıyorsam, onun yolunda harcamaktan asla geri durmadım. Hem pazarın daima ilk gelen tüccarı oldum ve güneşi hiçbir zaman üzerime doğdurmadım. Hiçbir müşteriyi de boş çevirmedim. Daima kolaylığı esas aldım. Az kara razı oldum, çok kârdan değil de sürümden kazandım.”

Abdurrahman bin Avf özellikleri

Bedir Savaşı’na katılan Hz. Abdurrahman bu savaşta büyük kahramanlıklar sergiledi. Uhud savaşı olduğunda canıyla malıyla destek oldu. Her zaman Peygamberimize hizmet eden onun yanında olan Abdurrahman İbn Avf (r.a.) Uhud savaşı esnasında 20 yerinden fazla yara almış ama Efendimizin (sav) yanından asla ayrılmamıştır.

Tebük seferinde ise malının tamamını bağışlamıştır. Peygamberimizin (s.a.v.) vefatı sonrasında validelerimizin hizmetlerinde bulunmuştur. Bu mübarek sahabe bir vakit 700 deve yüklü kervanı Medine’ye girmiş ve büyük bir gürültü çıkmıştı. Hem o yıl Medine’de kıtlık yaşanıyordu. Hz. Aişe (r.a) validemiz bu ne gürültü nedir? diye sordu.

Ona cevaben “Abdurrahman bin Avf kervanı ile geldi ve kervanında buğday, un, yiyecek var.” denildi. Bunun üzerine Hz. Aişe (r. a): “Allah onun verdiklerini bereketlendirmiştir. Ahiretteki sevabı ise daha büyüktür. Ben Resûlullah’ın (s.a.v.) şöyle dediğini işittim: Abdurrahman bin Avf emekleyerek Cennet’e girecektir.”

Bu müjdeli haber alan Abdurrahman bin Afv hemen 700 deve yüklü o büyük kervanı Allah yolunda infak etmiştir.

Zira bu mübarek sahabe son derece kerim yani cömertti. Onun cömertliği arttıkça serveti de artıyordu. Onun için Allah yolunda harcama yapma bir zevkti. Her zaman Allah ve Resulullah sevgisiyle hareket ederdi, iffetliydi, merhametliydi, müşfik ve çok cömert birisiydi. Müslümanca yaşamayı her şeyin üstünde tutmuştu birisiydi.

İlginizi Çekebilir:   Mevlid Kandili Nedir? Anlamı ve Önemi Nedir?

Şu sözleri ise oldukça dikkat çekicidir. “Mus’ab bin Umeyr benden daha hayırlıdır ki şehit olduğu zaman kefen olarak bir hırkaya sarılmıştı. Onunla başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıktaydı! Yine benden daha hayırlı olan Hamza da şehit olduğu vakit böyleydi. Benim servetim ise alabildiğine çoğaldı. İyiliklerimizin karşılığını bu dünyada alıp  ahirete ise bir şey kalmayacak diye korkuyorum!”

Halifelere Müsteşarlık Yaptı

Hz. Ebû Bekir halife olduktan sonra ona müsteşarlık yapmıştır. Hatta Hz. Ebu Bekir hasta olmuş ve hasatlığı ağırlaşınca Hz. Ömer’in kendi yerine halife olması fikrini ilk kez ona söylemiştir.

Hz. Ömer halife olunca Abdurrahman bin Avf, bu görevine yine devam etti. Bazı sahabeler halifeye bir şey söylemekten çekindikleri vakit onun vasıtasıyla söylerlerdi.

Abdurrahman bin Avf  Halife Hz. Ömer’e çok yakın idi. Bu nedenle bazı geceleri Medine sokaklarında birlikte gezerek asayişi kontrol ederlerdi. Hem hac emirliği ve beytülmal muhafızlığı da yapmıştır.

Mecusi bir köle tarafından şehit edilen Hz. Ömer yerine Hz. Abdurrahman’ı imamlığa geçirmiş ve kendisinden sonra gelecek halifeyi belirlemek için tayin ettiği 6 kişilik şuraya Hz. Abdurrahman’ı da dâhil etmiştir.

Halife olmaya aday Hz. Osman ve Hz. Ali’den başka kendisi de vardı. Ancak daha sonra adaylıktan çekilmiş ve halifeyi tayin etme yetkisini üzerine almıştır.

Bu yetki üzerine şura üyeleriyle ayrı ayrı görüşmüş ve istişareler yapmıştır. İbn Kesir’in rivayetine göre üç gün geceli gündüzlü yoğun bir şekilde ordu komutanlarıyla, eşrafla, Medine halkıyla ve kısaca herkesle görüşmüş bu istişarelerin neticesinde Hz. Osman bin Affan’ı halife olarak ilan etmiştir.

Hz. Osman halife olunca müsteşarlık ve hac emirliği görevlerine devam etmiştir. Bu dönemde zaman zaman halifeye çeşitli ikazlar yapmıştır.

Abdurrahman İbn Avf  580 tarihinde doğmuş ve 653 tarihinde 75 yaşlarında iken vefat etmiştir. Cenaze namazını Hz. Osman (r.a.) kıldırmış ve Cennetü’l-Baki mezarlığına defnedilmiştir.. Rabbimizden şefaatlerini niyaz ediyoruz.

Bu makaleyi paylaş
2 İnceleme
  • İlknur says:

    Allah razı olsun

    Yanıtla
  • vorbelutr ioperbir says:

    Great post however I was wanting to know if you could write a litte more on this subject? I’d be very thankful if you could elaborate a little bit further. Cheers!

    Yanıtla

İnceleme bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir